Kastamonu+

Romanlar

YILDIZ KARAYEL (Rıfat Ilgaz )

Yıldız karayel, kuzeybatıdan esen rüzgârın adıdır. Karadeniz’in batı kıyılarını kasıp kavurur, tekneleri batırır, denizcilerin canlarına kıyar… Yıldız Karayel, Cide kıyılarında böyle bir fırtınada batan teknedeki dört gemicinin ölümüne neden olan felaketin romanıdır. Rıfat Ilgaz, yetersiz kıyı toprakları üzerinde didinen, tarımla geçinmeye çalışan köylüleri, türlü zorlukları göğüsleyerek yaşam savaşı veren Anadolu insanını anlatır. Orman ürünlerinin taşımacılığından kaçakçılığa yönelen, topraklarını sellerle Karadeniz’in sularında kaybeden, kuraklıkla, fırtınalarla baş etmeye çalışan insanı… Rıfat Ilgaz’ın 1981 Madaralı Roman Ödülü ve 1982 Orhan Kemal Roman Armağanı’nı aldığı Yıldız Karayel’de, hayata dört elle sarılmaya çalışanların umut dolu öyküsünü bulacaksınız. Kaynak: (kitap diyarı, 2022)

Halk Hikayesi, Hikaye, Destan

Kastamonu Hikayeleri (Erdal Arslan)

Ben Kastamonu’yum…

Bakmayın şimdi giydiğim yamalı urbaya… Ben huzur şehri, zenginlik ve refah ülkesiyim. Küre’nin bakırından Azdavay’ın taşkömürüne, Tosya’nın pirincinden Taşköprü’nün sarımsağına… Alın teriyle sulanan, nasırlı ellerle çapalanan toprağımın her bir karışından fışkıran nimete bulandım tırpan tırpan, tezek tezek, emek emek…

Ben Kastamonu’yum… Evliyalar diyarı, şüheda yatağıyım… Biliyorum çoook uzun zaman geçti aradan. Eski heybetim, eski ihtişamım kalmadı. Ne de çok değiştim, ne de ağır bir çöküntü içindeyim… Bana “Batı’nın Doğusu” diyorlar! Gücüme gitmiyor değil hani. Neydim be bir zamanlar ben… Hatırlıyorum da İbni Batuta adında Afrikalı bir seyyah gelmişti Candaroğlu Süleyman zamanında yurduma. Beş asır önce… Hayran kalmıştı bendeki zenginliğe, bendeki bolluğa, ucuzluğa, refaha… Neden kaçıyorsunuz benden? Neden İstanbul’daki Kastamonulu nüfusu Kastamonu’dakini üçe beşe katlıyor? Neden toprağımda doğanı toprağımda tutamaz oldum? Neden insanımı besleyemez hale geldim? Çoraklaştım, güçsüzleştim, dermansız kaldım?.. Benim çok gücüme gidiyor “Batı’nın Doğusu” olmak… Ya sizin?.. (kitapyurdu,2024)

Kastamonu Hikayeleri (Gülten Başol )

İnsanlığı doğuran kadını, kendisiyle yüzleştirme çabasıdır bu yazılanlar. Kadınlara içeriden eleştiridir, bu kitap. Kadınları sistem dışına iten, başarısızlığının hıncını kadından çıkaran erkekleri yetiştiren kadınadır bu serzeniş. Kitap, bir bölgeye has, töre zoru gibi görülen ve gösterilen kadın cinayetlerinin kaynağının derinlerde olduğunu tartışmaya açıyor. Batı Karadeniz’in çalışma alanı seçilmesinin nedeni, yazarın en iyi bildiği bölge olmasının yanında, sorunun doğu-batı sorunu olmadığını anlatmaktır. Kastamonu’nun haritada yerini bilmeyenin bile haberdar olduğu; “Daş düşebülü Ayu çıkabülü” esprisine göndermedir bu öyküler. Bu hikayeler, bütün kadınların, bütün erkeklerindir. Hikayelerde adı geçen karakterlerin isimleri yörede çok kullanılanlardan seçilmiştir. Kendi hikâyesini bu kitapta bulanların, çok olmasını dileriz.(palmekitapevi,2024)

Bir Efsane

Kastamonu İsminin Efsanesi

Kastamonu efsaneleri içinde en kuvvetli görünen ve bu güne kadar kullanılanı Kastamonu Şehrinin ismiyle ilgili olanıdır: Yaygın bir rivayete göre Türkler tarafından Kastamonu Kalesinin fethi sırasında; Bizans Tekfur’unun güzel kızı Moni’nin yakışıklı Türk Kumandanına tutkusu, dadısı vasıtasıyla bildirilip, karşılık veren Komutana kale kapısının anahtarlarının teslimi ile uzun müddet kaleye girmeye muvaffak olamayan Türk askerlerinin aniden kaleye girdiğini görünce, durumu anlayan Bizans Tekfuru güzel kızı Moni’yi kale burcundan aşağıya atması üzerine Türkler tarafından söylenen “Kastın ne idi Moni’ye” sözü önce askerler arasında, daha sonra da Halk dilinde Kastamoni şeklini almış olsa gerektir. Bu gün Moni’nin aşağıya atıldığı yer “Kırk Kız” türbesi olarak bilinmekte ve halk tarafından saygı duyulmaktadır. Kırk kız denmesine sebep, herhalde, “Tam Kırk parçaya ayrıldı” sözünün anlatılmak istenmiş olmasıdır.

Rıfat Ilgaz Müzesi

https://www.neredekal.com/rifat-ilgaz-muzesi-gezilecek-yer-detay

Bir Kelime

Gabak: Kabak

Bir Deyiş

Kötüye söz çıkışmaz.