Romanlar
DENİZİN ÇAĞIRIŞI (KEMAL BİLBAŞAR)
Küçük bir kasabada öğretmenlik yapan genç adam, kendisini nefes almaya çağıran bir şey olduğunu düşünerek nihayet İzmir’e gider. Bilinmeyen bir yolculuğa çıktı. Bir şey onu İzmir’e çağırdı ama oda o kişinin kim olduğunu bilmiyor. Roman aslında öğretmenin İzmir’e gelişiyle başlar. Çocukluğunu çok zor koşullarda geçirmiş, hem maddi hem de manevi olarak çok acı çekmiş, ailesi şok edici olaylar yaşamış ve onun burukluğundan bir türlü kurtulamamış bir karakterdir. Bu düşüncelerle İzmir’deki ilk gecesini geçirir. Çok geçmeden kaldığı pansiyonun sahibinin kızı Zehra ile tanışır ve nişanlanır. Öğretmen Zehra ile nişanını bir sorun olmayınca keser. Bu nişan alma olayı odada hiçbir anlam ifade edemez. Adalet adında bir fahişeye âşık olur. Kazandığı parayı Adalet için harcıyor. Onun öğretisi de sona erer. Bu durumlar onun üzerinde büyük bir psikolojik etki yaratır. Hem maddi hem de manevi olarak bitti. Bu olaylar nedeniyle yaşadığı bunalım sonucu denize açılır. Onu İzmir’e çağıran şeyin sarı saçlı bir deniz tanrıçası olduğunu düşünür. Kendini denizin serin sularına bırakarak; intihara teşebbüs eder Kaynak: (kitapdiyari, 2024)
Tütün Zamanı (Zeliş) – Necati Cumalı
“Tütün Zamanı“, Necati Cumalı‘nın 1959’da yayımlanan romanı. Roman, İzmir’in bir köyünde geçen bir hadiseyi konu alır. Tütün zamanına denk gelen bir aşk öyküsü çerçevesinde bir Ege köyünün tarıma dayalı yaşamı, gelenek ve görenekleri, inançları, değerleri gözler önüne serilir. 1950’li yılları konu alan roman aynı zamanda yazarın çocukluğunun geçtiği yerde geçmesi nedeniyle otobiyografik özellikler taşır. Necati Cumalı’nın bu romanın bir başka özelliği de henüz yayınlanmadan filme çekilmiş olmasıdır. Tütün ekicilerinin yaşamını gözlemci bir gerçekçilikle yansıtan ve temiz bir aşkı canlı, sürükleyici bir dille sergileyen romanın ikinci baskısı Zeliş (1971) adıyla yapıldı. “Zeliş, Yağmurlar ve Topraklar, Acı Tütün” birbirini bütünleyerek “Tütün Zamanı” genel başlığıyla bir üçleme oluştururlar.
Halk Hikayesi, Hikaye, Destan
İzmir Hikayeleri Halid Ziya Uşaklıgil
İzmir Hikâyeleri, Son Posta gazetesinde tefrika ediliş tarihine göre; “Deli Fato”, “İki Sima”, “Civelek Ziver”, “Ayni Tata”, “Güzel İhsan”, “Gerilere Doğru”, “Uzak Hatıralar” ve “Abdi ile Karanfil” olmak üzere toplam sekiz hikâyeden oluşmaktadır. Uşaklıgil, ölümünden yaklaşık iki yıl önce kaleme aldığı bu anı hikâyelerinde çocukluk yıllarını geçirdiği İzmir’in arka mahallelerine, yerli mahallelerine iner. Bu mahallelerde her birinin acı tatlı ayrı bir hikâyesi olan insanlar arasında dolaşır. Halid Ziya İzmir Hikâyeleri’nde, bugün adı bile unutulmuş, sadece eski gazetelerin soluk sayfalarında birer kelime olarak varlığını sessizce sürdüren sokak ve mahalle isimlerinden, bu mahallelerde yaşanan hayata, gelenek ve göreneklere, örf ve âdetlere kadar, bir yığın unutulmuş hatırayı yeniden diriltir. “Ölümünden sonra basılan bu kitabı İzmirlilere ithaf ettiğini babam bana son günlerinde söylemişti.” Bülent Uşaklıgil (kitapyurdu,2022)
Bir Efsane
Ayı Taşı Efsanesi
Ödemiş Zamanında dört kız arkadaş ormana çalı kesmeye gider. Kızlar çalıları kestikten sonra dinlenmeye geçerler. Aralarından biri dinlendikleri yerde uyuyakalır. Kız o kadar huzurlu uyur ki uyandırmaya kıyamazlar. Kız uyandığında akşam olmuştur, çalıları hemen sırtına yükleyip dönüş yoluna koyulur. Kız ormanda yürürken bir anda karşısına bir ayı çıkar. Ayıdan kaçmaya başlayan kız bir süre sonra daha fazla kaçamayacağını fark eder ve yere çöküp “Allahım bu ayıdan daha fazla kaçamayacağım, beni ya taş ya da kuş et” der. Dileği kabul olan kız taşa dönüşürken ayı ona ulaşır ve birlikte taşa dönüşürler.
Bir Kelime
Çiğdem: Çekirdek
Bir Deyiş
Aç köpek fırın deler.