Ankara

ROMANLAR

ANKARA ,YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

Roman üç bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölüm: Kurtuluş Savaşı (1922’ye kadar).

İkinci bölüm: Cumhuriyetin kuruluş yılları (1926’ya kadar).

Üçüncü bölüm: Cumhuriyet sonrasının 14 ve 20. Yılları (1937-1943’e kadar). Bu bölüm, Yakup Kadri’nin Ankara’dan ve cumhuriyetten gelecekte beklentilerini anlatır. Bu nedenle kitabı yayına hazırlayan Atilla Özkırımlı, kendisini bu bölümün başında şöyle bir not düşmek zorunda hisseder: “Bu kısımdaki Ankara ve Türkiye, yazarın o vakitler hayal ettiği Ankara ve Türkiye’dir.”

Romanın Konusu

Romanda, Ankara’nın yukarıda bahsedilen üç ayrı dönemdeki durumu anlatılır. Yazar bu kitabında, Ankara’dan yola çıkarak Türkiye’deki sosyal gelişimi yansıtmaya çalışmıştır. Romanın kahramanı Selma Hanım, bu üç dönemi birbirine bağlar. Selma Hanım’ın özel hayatında yaşadığı maceralı üç ayrı dönem, Ankara’nın da üç ayrı dönemini yansıtır.

Romanın Özeti

İstanbul’dan Ankara’ya gelen Selma Hanım, kocası Nazif Bey etkisinde Milli Mücadele’yi desteklemektedir. Fakat Nazif Bey Sakarya Savaşı’ndan korkar ve Ankara’dan kaçmaya yeltenir. Savaşta hemşirelik yapan Selma hanım, Binbaşı Hakkı Bey ile hayatına devam eder. Selma Hanım 2. bölümde Binbaşı Hakkı Bey ile 3. bölümde de Neşet Sabit Bey ile evlenir. (VİKİPEDİ, 2018)

HALK HİKAYESİ,HİKAYE,DESTAN

REFİK HALİT KARAY,YATIK EMİNE

Yatık Emine adında bir kadın vardır, bu kadın Ankara’da fahişelik yaparak hayatını kazanmaktadır. İl merkezinde ard ard arda olaylar çıkmasına sebep olduğundan dolayı ilçede oturtulmak ve başka bir yere gitmesine engel olmak için Kaymakam, jandarma bölük komutanına emir gönderir, ayrıca kasabanın genel ahlakının bozulmaması için gerekli önlemler alınmasını da istemiştir. Jandarma bölük komutanın ismi Sabri’dir. Sabri ilk olarak Yatık Emine’yi yanına çağırttırır ve olayların çıkmaması için kendisini uyarır Yatık Emine’de “tamam” der uzaklaşır. Yatık Emine’nin ilçede olmasından dolayı halk devamlı tedirginlik içerisindedir ve Yatık Emineyi dışlamaktadır. Yatık Emine’nin yatacak bir yeri olmaması karşısında, ilk olarak hapishanede kadınlar koğuşuna konulur, hapishanedeki kadınların çirkin tavırları ile karşılaşır ve orada dövülür, ardından hapishaneden alınır.

Hastaneye gönderilir, orada iyi bir yaşam sürmeye başlar. Gürcü Server adında bir genç delikanlı hastanede görevlidir ve Yatık Emine’ ye yardımcı olmaktadır; fakat hastahaneden çıkartılarak kendisine bir ev tahsis edilmesi kararı Kaymakamlığın emriyle Sabriye ulasır, Sabri Yatık Emineye kıyıda köşede bulunan, ilçeden uzak bir yerde ev bulur; fakat evin içerisi boştur, hiçbir eşya yoktur. Yatık Emine burada sefil bir şekilde yaşamaktadır. Gürcü Server adındaki kişi Yatık Emine’ye, gizli gizli yardım etmektedir ve ona eşya tahsis etmiştir. Yatık Emine bu olaydan memnun kalmıştır ve bir süre iyi bir yaşam sürmüştür. Bir ara evi terkettiğinde eşyaları, yakındaki halk tarafından fahişenin eşyası mı olur gerekçesiyle alınır ve Yatık Emine gene sefalet içinde yaşamaktadır. Sabri Yatık Emine’ye acımaktadır ve kendi adına Yatık Emine’nin ekmek alması için fırıncı ile konuşur. Fırıncı her gün Yatık Emine’ye 1 ekmek vermektedir. Yatık Emine 1 ekmeğin kendisine yetmeyeceğini söyleyerek 3 ekmek alır. Fırıncı Emine’yi Sabri’ye şikâyet eder ve artık Emine fırından ekmek alamamaktadır.

Günler, Emine için yaşanmaz hale gelir. (açlık, susuzluk, soğuk) Artık Emineden haber alınamamaktadır. Jandarma bölük komutanı Sabri bu olay için jandarma er ve çavuşu görevlendirmiştir. Jandarma er ve çavuş Yatık Emine’nin yanına gitmek için yola koyulur ve evine vardıklarında Yatık Emine’nin cesediyle karşılaşırlar. (Turkedebiyati.org, 2024)

BİR EFSANE

Çapa Şehrinin Efsanesi

Bir dönem bölgenin hakimi olan Frigya Kralı Midasa, rüyasında ilahi bir ses işitir. Bu ilahi ses Kral Midasa’ ya “durma, kalk. Topraklarında bir gemi çapası ara. Onun bulunduğu yere bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecektir.” Şeklinde seslenir. Kral Midasa gördüğü rüyanın ardından bir anda sevinçle bulunduğu yerden doğrulur ve kalkar. Kral Midasa gördüğü rüyanın üzerine ülkesinin her tarafına adamlar gönderir ve gemi çapası aramalarını emreder. Onca aramanın sonucunda şu anda Ankara kalesi’nin olduğu tepelerde çapanın bulunduğunu öğrenir. Çapanın bulunmasının ardından hemen buraya bir şehir kurdurtur ve bu şehrin adını, bulunan gemi çapasının anlamını taşıyan Ankira ya da Anker koyar. Gemi çapası ise ifade edilene göre uzunca seneler kurulan bu şehrin tapınağında saklanır.(engelsizedebiyat, 2024)

EDEBİYAT MÜZESİ

Bir Kelime:

FİSTAN: Kadınların giydiği eteği uzun elbise

Bir Deyiş:

Çiğnenen sakız tez çürürtür