ROMANLAR
Kar (Orhan Pamuk)
Nobel ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımladığı Kar adlı eserinde siyasi ve toplumsal konuları roman penceresinden ele alıyor. Yazarın “ilk ve son siyasi romanım” olarak tanımladığı eser, Kars şehrini merkeze alarak Türkiye’de cehalet ve yobazlık sorunlarını konu ediniyor. Roman, toplumun en hassas konularından olan kadın meselesini irdelemesi bakımından, aynı zamanda kitlesel bir eleştiri niteliği taşıyor. Türkiye’de teknik romancılığın ve postmodernist roman akımının en güçlü temsilcilerinden olan Orhan Pamuk, Kar romanında uyguladığı klasik teknik ile yazarlık kariyerine farklı bir çizgi ekliyor. Romanlarında heyecan ve gerilim unsurlarına çok fazla yer vermeyen yazar, bu eserinde de derin konuları gündelik yaşamın akışı üzerinden okurlarına aktarıyor. 43 bölümden oluşan Kar, böylece okurlarının yaşamına da yeni bir sayfa ekliyor. Kar ile Başlayan Yolculuk Kar, Almanya’dan Kars’a doğru yola çıkan sürgün bir köşe yazarı ve şairin yaşadıklarını ele alıyor. Kitap, başkahramanı olan Kerim Alakuşoğlu’nun Erzurum’dan Kars’a yaptığı otobüs yolculuğu ile başlıyor. Yolda karın yağışını izleyen başkahraman, çocukluk günlerini hatırlayarak kar ile masumiyeti özdeşleştiriyor. Ve kendisiyle konuştuğu bu sürede, adını sevmediği için kendisine “Ka” denmesini tercih ettiğini de okurlara açıklıyor. Ka, sıkça gündeme gelen Kars’taki kadın intiharlarını araştırmak için yola çıkıyor. Şehre adım attığı anda ise belediye tarafından binalara asılmış “İnsan Allah’ın bir şaheseridir ve intihar bir küfürdür.” yazılı posterler dikkatini çekiyor. Ka, burada geçirdiği süre boyunca, şehirdeki insanları ve dini faaliyetleri gözlemleme şansına sahip oluyor. Pamuk’un fikirlerinin de çokça hissedildiği Kar, bu yönüyle aslında yazarın Kars’a olan hayali yolculuğu olarak dikkat çekiyor (Dr.com,2024)
YELATAN (ÜMİT KAFTANCIOĞLLU )
Yazar ilk romanı olan Yelatan’da kendi yaşamından yola çıkar. Bu romanın içeriği hikâyelere benzemektedir. Bir aile etrafında köy yaşamının verildiği romanda insanların toplum, doğa ve birbirleriyle olan çatışmaları anlatılmaktadır. Eserde geri kalmış bir bölgenin yarattığı bazı gelenek ve mitlere de yer verilmiştir. Yazar Tüfekliler adını taşıyan ikinci romanında doğup büyüdüğü bölgeyi bırakıp öğretmen olarak görev yaptığı güneydoğuyu anlatır. Bu eserde güneydoğunun insanları, buraya gelen eğitimciler ele alınır ve onların çetin geçen yaşamları söz konusu edilir. Zulümden yılmış insanların, etnik grupların büyük bir baskı, tevekkül, açlık, susuzluk ve korku ekseninde dönen yaşamları ön plana çıkartılır (Dinamo 2006: 73). (YÜREK, 2019)
Halk Hikayesi, Hikaye, Destan
Öykülerle Kars (Kollektif)
Bu kitap; farklı mesleklerden, aynı yöreden insanların bir araya gelerek yazdığı bir eserdir. Her yazarın kendi yaşanmışlığına ait bu öykü kitabı, edebî ahengi ve kültürel zenginliğiyle tıpkı “Doğu Ekspresi” gibi sizleri farklı bir coğrafyayla tanıştıracaktır.(bkmkitap,2024)
Bir Efsane
Ani Kuyusu’nda Kışlayan Bulut Ejderhası Efsanesi
Ani yöresinde tahıl saklama kuyuları vardır. Bulut ejderhalarının komik yerleri olan bu kuyulardan birine, bir adam düşer. Cezasını çekmek için yeryüzüne gönderilmiş bir ejderhayla karşılaşır. Ejderhanın gözleri alev alev yanmaktadır. Adam bir köşeye sığınır. Ejderha onu görür ona bir şey yapmaz. Öğlen olunca ejderhaya gökten ak bir yumak biçiminde yiyecek iner. Ejderha bunun bir parçasını adama verir, gerisini yutar. Bu böyle sürüp gider. İyi beslenen adamın saçı sakalı uzamış, vücudu kıllanmıştır. Aradan kırk gün geçer. Arlık sabrı kalmayan adam ne olacaksa olsun deyip haykırmaya başlar. Ejderha başını sallar, biraz daha sabretmesini işaret eder. Bir süre sonra gökten bir zincir sallanır. Ejderhanın cezası bitmiş, göğe dönme zamanı gelmiştir. Adama kuyruğuna tutunmasını işaret eder. Adam denileni yapar, kuyudan çıkınca kuyruğu bırakır ve kurtulur. Evine dönüp olanları anlattığında, bir ermiş gibi karşılanır. Ejderhaların Ani’deki yumuşak kayalara oyulmuş kuyularda kışladıkları inancı yörede yaygındır.
Bir Kelime:
Loppaz= Çok konuşan
Bir Deyiş
At binip cıdır oynamak.