Elazığ+

Romanlar

YUKARIŞEHİR ( ŞEMSETTİN ÜNLÜ)

Çağdaş edebiyatımızın usta kalemlerinden Şemsettin Ünlü’ nün imrenilecek Türkçe’ si, şiirli dili, insancıl bakışı, detaylı çözümlemeleriyle Harput’u anlattığı destansı romanı… Yazar romanında Harput yöresini 1860’lardan alıp anlatmaya başlıyor. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı imparatorluğu’ nda yaşanan sancılı, sarsıntılı dönemi Harput’u merkeze alarak mercek altına yatırıyor. Günümüzde de yansımaları devam eden Ermeni olaylarının başlama nedenlerinin arka planını, misyonerlik faaliyetlerini soğuk kanlı bir dille inceliyor.

İmparatorluğun içinde bulunduğu kargaşa ortamının, yıllarca birlikte yaşayan farklı kültürlerin bu bir aradalığını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaları nasıl kışkırttığını anlatıyor. Giderek daha geniş bir çerçeveye, Osmanlı toplum düzeni ile Birinci Meşrutiyet hakkındaki düşüncelere, imparatorluğun çözülüşü üzerine yoğunlaştırıyor romanını… (D&R, 2024)

Halk Hikayesi, Hikaye, Destan

ELAZIĞ EFSANELERİ (İLHAN KILIÇ)

Anadolu bir efsane ülkesidir. Nereye giderseniz gidin sizlere orayla ilgili efsaneler anlatılır. Efsaneler yüzlerce yıldır yaşayan dönemin var olan ya da olmayan ama olağanüstü yönleriyle dilden dile gelen hikâyeleridir. Gazeteci-Yazar İlhan Kılıç, Elazığ’da yüzlerce yıl önceden günümüze dek ulaşan olağanüstü olayları, tarihi kaynaklar ışığında, efsanedeki boşluklardan yararlanarak özgün kalemiyle bizlere yeniden anlatıyor. Bilinçli birey sorumluluğuyla kaleme alınan ve

üzerinde yaşadığımız toprakların binlerce yıllık öyküsünü gençlere tanıtmak amacıyla hazırlanan bu kitap efsanelerin öyküye dönüştürülmesi anlamında Elazığ bölgesi için bir ilki oluşturuyor. Murat nehrinin en derin yerine neden “Ali Gelmez” denildiğini anlatan hikâyeyle başlayan kitapta, Arap Baba’nın başının kesilişinden Cin Düğünü’ne, Çayda Çıra’dan Deli Mustafa ve Beyzade Hoca’ya, Papazın Kızı’ndan Gelin Kayası’na, Harput(Süt) Kalesi’nden Hızır Aleyhisselam ve Fakir Adam’a, Peri Kızı’ndan Gül Bahçesinde Dört Yüz Yıl’a, Genç Osman’dan Şakir ile Zakir’e kadar tarihe kazınmış on üç hikaye yer alıyor. (Kitapyurdu, 2024)

Bir Efsane

DELİ MUSTAFA’NIN YAĞMUR DUASI

Yıllar önce Harput’ ta büyük bir kuraklık olmuş. Bunun üzerine insanlar yağmur duasına çıkmaya karar verirler. Yağmur duasına Mustafa’yı da çağırırlar. Mustafa: “Bir torba ceviz, yağ ve ekmek alırsanız gelirim” diye cevap vermiş. Bir anlam verememelerine rağmen Mustafa’nın dediklerini alılar ve Meteris tepeliğine giderler. Duaya başlanır, bu esnada Deli Mustafa ekmeğini tereyağına batırıp yerken bir yandan da : “Yağdır ha yağdır! Yağdır ha yağdır” diye tekrar ediyormuş kendi kendine. Çok geçmeden bir yağmur yağmaya başlar, dua edenler sağa sola kaçışır hemen. Seller her tarafı kaplamaya başlar. Her yer göl olur. Mustafa, bu sefer cevizleri avuç avuç alıp etrafa saçarak : “Yağma dur ha yağma dur! Yağma dur ha yağma dur!” diye bağırmaya başlar. Bir süre sonra yağmur dinmeye başlamış.

Bir Deyis:

Bekle bite çağala, hasde yiye sağala

Bir Kelime:

Gakko : Kardeş.