ROMANLAR
BİR KARIŞ TOPRAK(SAMİM KARAGÖZ)
Bu çalışmada, Samim Kocagöz’ün kişisel ve orijinal üslup döneminin romanlarından Bir Karış Toprak, yapısalcı bir yaklaşımla metin merkezli olarak çözümlenmektedir. Bir Karış Toprak, Tahtacı ve dağ Yörükleri adlarıyla da bilinen Türkmenlerin romanıdır. Yörüklerin kendi istekleri ile yerleşik hayata geçmeleri, topraklanmaları konusu ele alınır. Eserde, Yörüklerin özellikleri, gelenek ve görenekleri masal, destan havasında, canlı, değişik bir anlatımla sergilenir. Göçebe kültür ve töreleri ile yerleşik düzen arasındaki farklılık, hâkim bakış açısı ve yazar anlatıcı tekniği ile sergilenir. Eserde, insantabiat ve insan- insan çatışması söz konusudur. Olay zamanı, 1894’lü yıllara denk düşer. On bir aylık bir süreyi konu alan eserde, II. Abdülhamit dönemi, yani Cumhuriyet öncesi anlatılır. Olay ile zaman arasında derin bir münasebet vardır. Göçebe kültür, atasözlerinden deyimlere, ikilemelerden halk söyleyişlerine uzanan destansı bir anlatım tarzı ile yerleşik hayat ise durgunluk ve çaresizlik yüklü yalın bir dille verilir. Bu da dağlara dönerken Söke ovasına “Yörük Tımarı” adını armağan eden Yörüklerin yerleşik hayata geçişte yaşadığı bocalama ve durgunluğu hissettirmesi bakımından önemlidir. (FOLKLOR EDEBİYAT, 2024)
Bir Efsane
Kızlarhisarı
“Alabanda kralının çok güzel bir kızı vardır. Herkesin gözü bu güzel kızdadır. Alabandalı iki sanatçı kıza talip olurlar ve kraldan isterler. Kral birisine kente su getirmesini, ötekine de senato binasını yapmasını söyler. Ancak ikisinin de aynı anda işe başlamalarını, üstlendikleri işleri önce kim bitirirse kızı ona vereceğini bidirir. İki sanatçı büyük aşkları uğrunaher güçlüğe göğüs gererek heyecanla işlerine başlarlar. Suyu getirecek olan o kadar hızlı çalışır ki, işinin bitimine ramak kaladaha ötekinin ki yarıyı bulmamıştır. Normal koşullarda kızı alamayacağını anlayan ikincisi kendien göre plan uydurur. Büyük para ver mücevherat vererek aracılar bulur. Aracı büyük bir yalan düzer. Doğruca suyu getirecek olana gider. Seneto binasının çoktan bittiğini, dolayısıyla kızın mimara verildiğini söyler. Suyu getirecek olan, büyük şaşkınlık içinde bir an duraklar. Dolu dolu olan gözlerinden sızan yaşlar, yanaklarından aşağıya, titrek dudaklarına iniverir.bir an nerede olduğunu ne yaptığını bilemeyecek hale gelir. Sonra kalkar doğrulur. Etrafına, bir şey ararcasına bakınır. Sonra yerde yatan balyozunu alır, havaya fırlatır. Balyoz daha havada iken altına dikilir. Hızla inmekte olan balyoz adamı paramparça eder. Bir başka söylentiye göre de adam kendi yaptığı İncekemer’den aşağıya atlayarak intihar eder. Böylece rakipsiz kalan mimar kızı alır. O günden beri senato binasına Kızlarhisarı denilmektedir.”(engelsizedebiyat,2024)
Bir Kelime
Deze: Teyze
Bir Deyiş
Aydın çukuru, altın çukuru.