Erzurum

ROMANLAR

47 LİLER(FÜRUZAN)

Romanın başkahramanı Emine, 1968 döneminde üniversitede okurken öğrenci hareketlerine katılmış ve 12 Mart muhtırasının ardından yapılan tutuklamalarda gözaltına alınmış ve işkence görmüştür. Hikâye, karakterin serbest bırakıldıktan sonra geçmişini hatırlamasını ve anılarıyla hayatını anlamlandırmaya çalışmasını içeriyor. Emine’nin anıları Erzurum’da geçen çocukluk yıllarının, Cumhuriyetin ilk nesil öğretmenleri olan anne ve babasının sorunlu idealizminin, eve yardıma gelen Anadolu insanının, üniversite için İstanbul’a gelişinin, öğrenci arkadaşlarının anılarıdır. Burada ve zamanının solcu gençliğinin faaliyetleriyle tanıştı. Bir portre çizer. Bu portre, karakterin hapishanedeki işkencesinin son derece ayrıntılı hesaplarıyla sürekli olarak kesintiye uğrar. Roman, Emine’nin özgür ve işkencesiz bir hayata alışacağı ve dış dünyaya katılacağına dair mesajıyla sona erer. (kitap diyarı, 2022)

ŞAHSENEM(DURSUN KUVELOĞLU)

Kitaba ismini veren Şahsenem, Doğu Anadolu’da katliama uğrayan mazlum köylerden birisinde yaşayan bir çocuk iken, ailesinin tümünün Ermeni çetelerince katledilmesinden sonra “iyi Ermeniler” tarafından sahiplenilerek İstanbul’a getirilen bir kız çocuğu. Şahsenem’in kitabın başında bu şekilde İstanbul’a getirilişinden sonra bölgede görev yapan bir Osmanlı Paşası’nın (Nihad Paşa) himayesine girer. Kitabın sonunda, günümüze gelinerek, Ermeni propagandasına karşı görev üstlenecek olan Şahsenem’in torunu “gazeteci görünümlü” Müçteba ve Zeynep ile tanışırız. “Nihad Paşa’nın Hatıra Defteri”, torunu tarafından iletildiği gazeteci Muvaffak tarafından bir gazetede tefrika edilip yayınlanır. Bu yayın üzerine günümüzdeki Ermeni örgütlerinin hedefi haline gelen ailenin kızı Zeynep, bir suikaste maruz kalıp yaralanır. Kitabın sonunda yaşlı nine Şahsenem’i hayata veda ettiren bomba da, bu hedef haline getirilişin sonucudur. Bombanın yol açtığı yangın ile kitabın başındaki “kötü Ermeniler” tarafından yakılan Türk köyleri sahnesine dönülür.

Geneli itibarıyla Doğu Anadolu’da geçen kitapta, Erzurum-Maraş hattında Türk ve Kürt müslümanlara yönelik Ermeni katliamları tarihî verilerden yola çıkılarak tasvir edilmiştir. Antranik yönetimindeki Ermeni Taşnak çetecilerinin bölgede yaptıkları katliamlar anlatılırken, uygulanan işkenceleri tarif eden ifadeler, yer yer kitabı okuyacak çocuk ve gençler için dayanılmaz derecede ağırlaşıyor. Bu işkence sahnelerinden daha önemli olarak, zamanın Ermeni din adamlarının ve bütün Anadolu’yu saran misyoner okullarının Ermenilerin Osmanlı’ya isyanında oynadıkları provokatif rollere de kitapta yer verilmiştir. (BİCE, 2013)

HALK HİKAYESİ,HİKAYE,DESTAN

ABDULLAH EFENDİ NİN RÜYALARI(Ahmet Hamdi Tanpınar)

Abdullah Efendi kırk yaşını çoktan geçmiş bir adamdı. Hayatının hiçbir anını boşa geçirmemiştir. Çok sıkıntılar, badireler görmüştür. Ama bu sıkıntılarına rağmen hayata bir şekilde tutunmaya ayakta kalmaya çalışmıştır. Hikâyenin asıl kısmı Abdullah Efendi’nin arkadaşlarıyla bir akşam eğlenmek üzere içkili bir mekâna gitmeleriyle başlar. Abdullah Efendi rutin hayatından uzaklaşmak, kafasındaki sıkıntıların kendinde yarattığı etkileri azaltmak ve kurtulmak için arkadaşlarıyla gece içkili bir mekânda kafa dağıtmayı planlayıp bu davete katılır. Gece başladığında yavaş yavaş içki içildikçe Abdullah Efendi’nin kafasında sürekli gördüğü rüyaların etkileri ortaya çıkmaya başlar. Karşısında oturan çiftlerden kadın olan dikkatini çeker onun üzerinden düşüncelere dalar. Mekanın her bir tarafına baktıkça rüyasında gördüğü, kafasında sürekli kurduğu durumlar hayalinde canlanır kendisini başka alemlere götürür. Kendi kafasında kurduğu bu hayal dünyası onu içinden çıkılmaz bir hale büründürür. Bu durumlar yaşanırken arkadaşları mekândan ayrılmanın vaktinin geldiğini söylerler. Mekândan çıkınca da kadınların olduğu bir mekâna giderler. Abdullah Efendi burada bir kadınla vakit geçirmek için odaya girer. Kadın odaya gelmeden önce odada ilginç bir şekilde hayalet tarzında kişiler görür. Gördüklerinin etkisiyle odadan nasıl çıktığını bilmeden oradan uzaklaşır. Abdullah Efendi bu gece boyunca acayip şeyler yaşar, görür. En sonunda da ıssız bir ev ilgisini çeker oraya girer. Orada da bir çocuk karşısına çıkar. Kendisine olmadık bir terslik yapar. Bunun etkisiyle bir anda her şeyin kendi kafasında kurduğu hayal dünyası olduğu kanısına varır. (Özdemir, 2024)

BİR EFSANE

EMİR ŞEYH EFSANESİ;

Emir Şeyh’in adıyla anılan Emir Şeyh Mahallesi, Tebrizkapıda Sultan Melik Mahallesi yanında Hasani Basri Mahallesinin alt başında yer alan bir mahalledir. Mahalle ismini Emir Şeyhten almıştır. Emir Şeyh’in kim olduğu hakkında kesin bilgilere ulaşmak mümkün değildir. Mahallede türbesi de bulunan Emir Şeyh rivayetlere göre Abbasiler döneminde yaşamış ve şeyhinden aldığı emir üzerine Erzurum’a irşad vazifesi ile gelerek burada yerleşmiştir.

Şeyhinin emri üzerine Kars’tan Erzurum’a mürit yetiştirmek için gelen Emir şeyh vefat edince bugün türbesinin bulunduğu yere defnedilmiştir. Şeyhinin emri üzerine geldiğinden dolayı da kendisine Emir Şeyh denilmiştir.

Bir Kelime:

Allipulli: Uğur böceği

Bir Deyiş:

Aç tavuk rüyasında darı görürmüş